Ekonomik dengeleri ayakta tutan yegane değer, üretim/tüketim oranları ya da daha anlaşılabilir lisanla da, arz/talep aralığıdır. Piyasalar ise, her zaman halkın algılarına bağlı tepkilerinden meydana gelen seyrüsefer halini yaşar. Psikolojik buhranlar ülkenin geleceğini tetikleyen olumsuz devasa değişimlerdir. Özellikle de, bireyin yaşam koşullarının sürekli geriye doğru gitmesi, değişik konseptlere yol açar.  “Ekonomik harp prosedürü içindeyiz” dayatması, toplumda nefret duygularını kabartmakla kalmayıp, travmatik kalıcı bulgular yaratır..

Yıllardan beri, tam olarak söylemek gerekirse eğer, Kıbrıs Barış harekatı sonrasında başlayan süreçte enflasyon ortamında deflasyon havası soluyan ülkeyiz ne ilginçtir ki!. Ayriyeten de, imalat sanayisinin yeterince desteklenmemesinden dolayı kaynaklanan aşırı durgunluk yani stagflasyon bulgusu had safhalara ulaşmıştır. Bermuda Şeytan üçgeninin kalıcılığı sadece bir kazanç yöntemine bağlanabilir pekala da..

turgut-ozal-kimdir-h1479906134-69e566

Turgut Özal

Faize dayalı politikaların IMF tarafından diretilip, yürürlülüğe sokulması 80 ihtilalinin hediyesi Özalizm sayesinde vuku bulmuştur.
Böylesi ölümcül yapısallık neticesinde yatırıma ayrılan parasal transfer gücü o gün bugündür negatif düşüş ivmesini doğurmuştur. Soranlara 12 Eylül 1980 sabahı ülkemizin borcu 7 milyar dolar idi. Dolar kuru ise 70 TL olduğunu hatırlatalım dedik.
Artan işsizliğe çözüm istihdam alanları yaratmaktır der iktisat literatürü..Oysaki tarif sadece kağıt üstünde veyahut da, kalın kaplı kitapların arasında saklı kalır. Üniversitede ise, tez konularından ötesini asla işgal etmez. Bununla beraber, beş senelik kalkınma planları düşünülmediğindendir ki, kalkınma ekonomisi ne tür argümanların ışığında irdelenmesi gerektiği neredeyse bilinmezlik yurdunda adeta yapayalnızlık statükosuna sahiptir.
Gelelim ekonomik yansımalara. Paranın alım paritesini devamlı aşağılara çekip,solunum mekanizmasını ağırlaştıran devalüasyon; ihracatı canlandırmaz bilakis ithalat sendromlarını geliştirir,durur. Göz kapanıp açılana değin borcunuz katlanarak moratoryum aşamasına sürükler.
Lakin sömürü düzeninin baş aktörleri halk lügatındaki ismiyle iflas,şirketsel bazda da, konkordato reaksiyonuna müsaade etmez. Ya ne mi icra edilebilir? Faiz koyarak borcu ötelemeye yönelik hamleler geliştirmek suretiyle kalıcı kapitülasyon konseptine aleni iter!
Kıskaç atmosferine sıkışıp kalan kişiler fakirleşerek köle sıfatını farkına varamadan yakalarına iliştirir. Aslında emperyalizmin amacıdır ve beyinlere de kurtuluş olanaksız mesajını hiç çıkmamacasına işler dünya durdukça, can bedeni terk etmedikçe. Devşirmelerle idare edilen ülkelerde durum çarpışık seyreder. Yönetim kademelerinin fahiş hatalarından irkilip,teslimiyetçi zihniyeti eleştirenleri korkutmak yetmediğinden tutuklamak hatta ağır cezalara çarptırıp hapislerde çürütmek belki de malına çökmek yöntemi tercih edilen aktivite sanatıdır.
Saltanatı sürdürme yöntemi güdüktür gel de anlat bakalım akıl fukaralarına. Aynı gemideyiz sloganını ısıtıp,masaya koyma mantığı bizi  bağlamaz zira Bandırma vapuruna binenlerin nesliyiz. Zavallılığın sergilenmesi üzer ancak hepimizi..
Ekonomik kaygılardan bunalan yığınları teskin etmek yerine idame şeklindeki harp külhanbeyliği kullanılmamalı. Fayda yerine zarar yükleyen çığlıklar sakınca yaratır zaten yeterince.
Şu an motivasyona ihtiyaç vardır. Liderlerde , akılcılık; akl-ı selimlik, hoşgörü ve yüksek erdem sahipliği bayağı önem kazanmıştır günümüz şartlarında. Umarız süreci az hasarla atlatabiliriz.
Sağ duyulu yarınlar temenni ediyorum.
MÜCAHİT ÖZCAN (Konuk Yazar)
Sakıncalı Düşünür’de siz de yazabilirsiniz! Detaylı bilgi için,
sakincalidusunur.com/yazarolun

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.